27 Mart 2010 Cumartesi

25 Mart 2010 Perşembe

23 Mart 2010 Salı

Haktır.. Müstehaktır..

Yok Artık Daha Neler!



''Özhan Canaydın'ın en büyük hayali; Ali Sami Yen'de oynanan fb maçında fbli futbolcuları sahaya çıktıklarında tüm G.Saray tribünlerinin alkışlamasıydı.

Ben G.Saray taraftarlarına inanıyorum. Pazar günü oynanacak fb maçında Özhan Başkan'ın vasiyetini yerine getireceklerdir.''

Akşam haber bülteninde böyle buyurdu paşazade. Saçmalama konusunda nirvanaya ulaştın tebrikler. Yavaş ol molla desinler! Ölen insanların üzerinden siyaset yapmayı ne çok seviyorsunuz be. Pazar akşamı seni yanıltacağımız için hiç de üzgün değiliz Birand. Sen önce bu vatan için birşeyler yap, üzerindeki -vatan haini- sıfatını bi sil. G.Saray taraftarı ne yapıp ne yapmayacağını senden öğrenecek değil.

22 Mart 2010 Pazartesi

Özhan Canaydın Vefat Etti



Türk futbolunun Özhan Abi'si 15-20 dk önce vefat etti.

Tarzıyla Süleyman Seba'yı andırıyordu Türkiye'ye..
Sessiz, sakin oluşu endüstriyelleşen futbol içerisinde taraftarlar arasında sevilmedi, kolay benimsenmedi.

Kanserle mücadele ediyordun.. Pankreas kanseri..
Belki de tedavisi olmayan ender hastalıklardan..
Herşey boş bu saatten sonra..

Bir süredir hastanede belki de acı çekiyordun..
Yattığın yerde huzur içerisinde ol..
Toprağın bol, mekanın cennet olsun Başkan..
Camiamızın başı sağolsun..

21 Mart 2010 Pazar

Gelmeyenin ?????



Sağda solda -geliyoruz- falan filan yazanlar var.
Adam olana sorarlar; gelmeyenin ?????

Gelin gelin;
Size Kabaran Bi Şey Var!

Yenilsen de Bazı Bazı...



İlk 7 dakikada 2 pozisyon harcamışız.
Olur böyle şeyler..
Geldiğinden beri ilk kez böylesine bir hatalı pas yapmış Neill.
Olur böyle şeyler..
Maç boyunca tek bir hatayla golü yedirmiş Emre Güngör.
Olur böyle şeyler..
Orta sahamız basmadı toplara.
Olur böyle şeyler..
4 maçtır kazanamıyoruz deplasmanda.
Olur böyle şeyler..

28 Mart'ın havası bambaşka olacak.
O gün sahada olan, olmayan tüm futbolcular yüreklerini koyacak ortaya.
Tekmeye kafa uzatacaklar.
Çift ciğerli olacaklar, koşacaklar, mücadele edecekler.
Kendileri için olmasa bile;
Bizim için..
Şampiyonluk için..

Koyalım fenere
Koyalım bursaya

Şampiyon olalım!

Challenge Cup'ta 3. Olduk



GALATASARAY 3-0 Gwardia Wroclaw

GM Capital Challenge Cup Final Four'da Polonya temsilcisine karşı aldığımız galibiyetle 3. olduk.
Daha nice başarılara kızlar..

20 Mart 2010 Cumartesi

Keko, Trabzon'a Götürüldü



Arda verdiği sözü tuttu. Elazığ depreminin simge ismi haline gelen küçük Keko'yu Trabzon'a götürdü. Kendisi antremanda sakatlandığı için büyük ihtimal sahada olamayacak ancak Keko başka bir futbolcu ağabeyi ile seramoniye çıkacak. Arda'nın formasını giyip, kafilede yer alan futbolcularla ve başkan Adnan Polat'la da tanışma ve sohbet etme şansını yakalamış Keko. Böylesi sosyal bir sorumluluğun altına imza atan Arda Turan'a ne kadar teşekkür etsek az...

Canınız Sağolsun Kızlar



GALATASARAY 2-3 Asterix Kieldrecht

Canınız sağolsun kızlar..
Final-four heyecanı yaşatmanız dahi güzeldi..

Dipnot: Yarın 3.lük maçına çıkacağız..

Bayanlar Sahne Alıyor



GALATASARAY - Asterix Kieldrecht
Saat 15:00
GM Capital Challenge Cup Final Four


Haydi kızlar..
Yüreğimiz sizlerle..
Bu kupayı istiyoruz!
Avrupa'dan bir kupa da siz getirin bu camiaya...

17 Mart 2010 Çarşamba

Uçan Kuşları Avladık..



GALATASARAYIMIZ 1-0 Uçan Kuşlar Martılar

39' Ahmet Kesim

Küçüğü, büyüğü farketmiyor.
Nağmeler inleyip duruyor.

18 Mart 1915 // Saygıyla Anıyoruz..





Toprağınız bol,
Ruhunuz şad,
Allah sizlerden razı olsun..

16 Mart 2010 Salı

Tahriklere Kapılmayalım, Galeyana Gelmeyelim


(ultrAslan forum'dan alıntıdır)

2 hafta sonra malum takımla oynanacak olan maçta dikkatli olmamız gerekiyor.

- Rakip futbolcular tarafından Galatasaray taraftarı tahrik edilerek gergin bir ortam oluşturulacak (geçen sene kaleci Volkan'ın yaptığı türden hareketleri unutmayalım)

- Özellikle köşe atışlarında en ufak bir olayda (üzerine herhangi bir madde gelmemesine rağmen) Alex kendini yere bırakacak (önceki sene inönü stadındaki bjk maçında bunu yapmıştı)

- Galatasaray taraftarı içine sızacak rakip taraftarları özellikle köşe bayrağına yakın tribünlerden köşe atışları sırasında bozuk para, pet şişe gibi maddeleri sahaya atarak hem diğer taraftarları galeyana getirecek, hem de rakip futbolcuların tiyatrosu için ortam oluşturacaktır.

Burada Galatasaray taraftarının çok uyanık olması gerekiyor. Rakip futbolcuların amacı bu maçta puan almaktan çok Galatasaray'a nasıl ve ne kadar çok saha kapama seyircisiz ceza verdiririz olacaktır.

Ligin son haftalarının yaklaştığı bu döndemde oyuna gelmeyelim.

Bu nedenle özellikle Yeni Açık'ın iki köşe bayrağına bakan taraftaki tribünlerde çok uyanık olmak ve yabancı madde atanları anında tespit edip etkisiz hale getirmeleri gerekiyor. Kapalı ve Numaralı tarafındaki köşe göndere yakın tribünlerde çok fazla sorun olacağını düşünmüyorum.

15 Mart 2010 Pazartesi

Ah Bir Varmış Bir Yokmuş...



28 Mart 2010
Pazar
19:00

Ne Mutlu Seni ..........................



28 Mart 2010
Pazar
19:00

Kapalı Üst Tribün'den Düşen Beşiktaşlı








Dün akşam oynanan Ankaragücü maçının bitiş düdüğünün ardından Kapalı Üst Tribün'de sarhoş bir Beşiktaş taraftarının söylediği küfürlü sözlerden sonra gelişen olayların akabinde dengesini kaybedip tribünden aşağıya düşme anları fotoğraf karelerine böyle yansıdı.

14 Mart 2010 Pazar

Oğlan Bursanın Yavşak Kardeşleri



GALATASARAY 3-0 lan bursanın yavşak kardeşleri

Her zaman kardeşiz zart zurt deyip, maça 3 saat kala yaptığınız kahpelik ne unutulacak, ne de unutturulacak! Dua edin, döner bıçaklarıyla saldırdığınız 23 yaşındaki kardeşimiz yaşasın. Yoksa; hoşgeldin holiganizm... Bundan sonraki gelişlerinizde de iyi bir şekilde ağırlanacağınızı düşünüyorsanız; herkes götüyle güler size.

İstanbul takımlarının taraftarları deplasmana gidecek olsa; gittiği şehirin girişinde otobüsleri durdurup en uç noktasına kadar arama yapan polisler, İstanbula'a gelen deplasman otobüslerine ne diye arama yapmazlar? Hadi arama yapmadın, şerefsizler de döner bıçaklarıyla sokağa dalıp, taraftarlara saldırdı.. Ne diye Galatasaray taraftarlarına biber gazı sıkarsın?? Bu mu sizin adalet dağıtma yönteminiz?? Şayet o yaralanan arkadaşımızı kaybedersek bunun tek sorumlusu İstanbul Emniyeti'dir.

Hele o kapalı tribünde maçtan sonra; ''beşiktaşlıyız biz adamı s..eriz'' diyen embesile ne demeli? Kendini tribünden aşağıya bırakman hayatta kalmana vesile olmuş. Her ne kadar kolunda, kafanda kırıklar ve çatlaklar olsa da yaşayacağın günler varmış daha. Boşuna demiyorlar; ''alkol bu, şişede durduğu gibi durmaz'' diye...

Maç içerisinde de gol yedikçe Bursa lehine tezahurat yapıp, şampiyon olamayacağımıza ilişkin tezahuratlar yapıyorlar. İçinizdeki ezikliği bastıramayıp, masturbasyon yaparak Bursa'yı desteklediğiniz sürece küme düşme potasında yer alıp bol bol hesap kitap yaparsınız.

Maçın kendisiyle alakalı söylenecek 2 cümle var;

İnsan mısın Keita ?

Return Of The King; Milan Baros.

13 Mart 2010 Cumartesi

Gerçek Bir Aşk // Seyit Dede..



Bir süredir fırsat bulamadığım için internet sitelerinde gezinirken ligtv.com.tr sitesinde bir habere denk geldim. HTspor.com sitesinden alıntılı bir haberi yayınlamışlar. Haberin ana kaynağı ise wowturkey.com sitesinde kaanturk19 isimli kullanıcıya ait.. Daha sonrasında bu yazıyı armaninpesindeyiz blog sayfasında gördüm. Ve de bu haberin ne kadar çok paylaşılırsa o kadar güzelleşeceğini düşünerekten sayfama ekledim. Seyit Dede'nin hikayesini kaanturk19'un anlatımıyla dinlemekte fayda var.

Arkadaşlar, bir gazeteci titizliği ile Aslantepe’yi incelerken toplu konutların olduğu alandaki yamaca oturmuş ve stadyumu dikkatle izleyen bir dede dikkatimi çekti.

Büyüklerimden dinlediğim efsanevi taraftarlarımızdan Karıncaezmez Şevki’yi anımsatan bu dedeyi merak ettim doğrusu. Bu soğukta burada ne işi vardı, nereden geliyordu, nereye gidiyordu?

Elinde eldivenleri, şemsiyesi ile pür dikkat Türk Telekom Arena'yı izleyen bu yaşlı delikanlı kimdi, neden evini barkını bırakıp buralara gelmiş diye düşünürken sonunda onunla tanışmaya karar verdim.

Bu yaşlı dedemizin adı Seyid’miş. Bulgaristan göçmeniymiş.

- Ne işiniz var bu soğukta burada?
+ Evladım ben her hafta sonu gelirim buraya. 3 saat kadar kalır stadımızı izlerim.
- Nerede oturuyorsunuz?
+ Gaziosmapaşa'da oturuyorum oğlum, oradan buraya kadar yürüyerek geliyorum hem spor oluyor hemde vakit geçiyor.
- Ne kadar sürüyor oradan buraya yürümek?
+ 2 saat.
- Yorulmuyor musunuz?
+ İlk zamanlar yoruluyordum şimdi alıştım.
- Yanlız mı yaşıyorsunuz?
+ 1 kızım var. Çalışıyor,dönüşte onu alıp eve gideceğim.
- Üşümüyor musunuz burada?
+ Ben geçen kış çok geldim oğul alıştım.
- Sıkılmıyor musunuz?
+ Yoo... İşçileri izliyorum, güzel güzel çalışıyorlar.
- İnşaat nasıl? Hızlı ilerliyor mu? Ben ilk defa geldim.
+ Geçen sene durması çok kötü oldu Şimdiye bitmişti. Aha burada şu ilk kat görünürken inşaat durdu çok üzüldüm. Ara sıra geldim ama çalışan yoktu. Şimdi çok şükür hızlı gidiyor.
- Evden de takip edebiliyormusunuz stadı?
+ Haberlerde izliyorum oğul. Çatısı yapılmayacakmış doğru mu? Çatı olmazsa seyirciler içerde üşürler.
- Stadyumun hem çatısı hemde açılır kapanır kapakları yapılacak merak etmeyin.
+ Yapılsın yapılsın yoksa seyirciler üşür hatta yağmur yağarsa ıslanırlar.
- Merak etmeyin yapılacak.
+ Kapasitesi ne oldu haberin varmı yükseltildi mi oğlum?
- Projede ilk belirlendiği gibi dedeciğim yükseltilmedi ama Galatasaray kulübünün yükseltilmesi yönünde istekleri var.
+ Hayırlısı olsun inşallah şu gördüğün büyük kolonlar var ya onları çok hızlı yaptılar inşallah şu çapraz olanlarıda çabuk yaparlar.
- Baksana 8 tanesini çabucak monte etmişler diğerlerini de çabucak yaparlar. Dedeciğim stadyum bitene kadar gelecekmisin yine buraya?
+ Allah ömür verirse geleceğim oğul. İnşallah yine yarım kalmaz da bittiğini de görürüm.
- Amin dedeciğim amin.

Taraftarlık kavramının yeniden sorgulanmasını sağlayan destansı bir yaşam kesiti..
Ve de umarım yetkililer Seyit Dede'ye sahip çıkar; kombine kartı tahsis ederler kendisine. Böylece Aslantepe'de yaşayacağımız destanları Seyit Dede'nin de izlemesini sağlarlar.

Arda Turan Sınırları Aştı!



Gün geçtikçe şöhretine şöhret katıyor Kaptan.. Kaptanımız için Londra’nın en önemli merkezlerinden biri olan Oxford Circus’taki Nike mağazasında özel bir köşe tasarlandı. Arda'nın büyük bir resminin bulunduğu bölümde, Milli Takımımıza ait forma, eşofman ve çeşitli spor kıyafetleri yer alıyor.

7 Mart 2010 Pazar

Tivoli Meydan Muharebesi



17 Mayıs 2000 Galatasaray - Arsenal UEFA Kupası Finali'nde görevli olan bir gazetecinin kaleminden...

Maç için Kopenhag'a Avrupa'nın dört bir yanından Türkler akıyordu, biz de gazeteci olarak orda yerimizi almıştık.

Maça daha 2 gün vardı, hatta futbolcular bile gelmemişti ama finalin bir ismi İngiliz diğeri ise Türk olunca olay çıkmaması imkansızdı. Biz de bu olayları takip edebilmek için Kopenhag'a erken gitmiştik.

15 Mayıs: Sabah erkenden şehrin en büyük meydanı olan Tivoli Meydanı'na gitmiştik. Her tarafta dostça görüntüler vardı. İngilizler ve bizimkiler beraber foto çektiriyordu ama bunlar maça aileleriyle gelmiş olanlardı. Holiganları biraz araştırdığımızda gündüzleri dinlendiklerini geceleri ise içip olay çıkardıklarını öğrenmiştik.

Bizimkiler de ise Leeds maçından dolayı Galatasaray Tribünü'nün kalbi olarak adlandırılan Tayfa'nın çok büyük bir kısmı gelememişti maça. Sadece Sebahattin ve birkaç arkadaşı gözümüze çarpıyordu İstanbul'dan.

Ama ortalıkta Almanya, Hollanda gibi ülkelerden gelen gençler vardı, gördüğümüz kadarıyla da Sebahattin bu gençleri organize etmeye çalışıyordu. Gece olduğunda bize gelen haberde meydana yakın bir barda olay çıktığı bildirildi. Hemen oraya koştuk biz gittiğimizde polis olayları yatıştırmıştı. İngilizler barın içindeydi, Türkler ise kapıda. Polis kapıyı kapatmış bizimkileri içeri sokmuyordu.



Bir genç o sırada kapıya yaklaştı polise bir şeyler söyledi, tam dönerken koşarak kapıya bir tekme attı, tam o anda kapı açıldı ve İngilizler çekerek bizimkini içeriye aldı. Barın dış kısmı komple camdı. Dışardaki Türkler bu görüntünün ardında taşlarla camları kırıp içeri girdiler ve burdaki İngilizler'i kötü benzettiler. Bizimkiler çıktığında içerde bıçaklanmış bir İngiliz vardı.

16 Mayıs: Gece yaşanan olaylardan dolayı iki taraf da grup şeklinde dolaşıyordu ve neredeyse her tarafta küçük olaylar oluyordu, ama bunlar 3-5 kişinin yaptığı kavgalardı.

Akşama doğru yine bir kavga haberi geldi, bara gittiğimizde bir İngiliz hastaneye kaldırılıyordu. yine geç kalmıştık, olay çıkmış ve bizimkiler yine üstün gelmişti.

17 Mayıs: Olayın kokusu burnumuza geliyordu. Bugün kötü şeyler olacaktı. Meydanda kameralarımızla bekliyorduk. Meydan tamamiyle Türkler'le doluydu. 6-7 bin Türk meydandaydı. Her taraf Sarı-Kırmızıydı. Arada İngiliz de görüyorduk ama bunlar yaşı baya büyük ailelerdi.

Öğlene doğru bir haber geldi; 500 civarı İngiliz meydana doğru geliyordu ve bu sırada onları görmüştük, evet 500 kadarlardı ama yüzlerinden intikam okunuyordu. Caddenin karşısına gelince durmuşlardı. Meydanın o tarafına bakan kısmında bizim gençler toplanmaya başlamıştı. Ellerinde; kemer, şişe hatta bıçak olanları vardı.



Tam bu sırada meydanın diğer tarafında bir ses yükseldi. Yaklaşık 500 kişilik bir İngiliz grup arkadan saldırmıştı; ''yeeeeeee...'' ... Tam bu sırada cadde tarafındaki İngilizler de saldırıya geçti. Bu saldırı karşısında bizimkiler tamamen şok olmuştu. Çok iyi, planlı bir saldırıydı. Organize saldırıyorlardı. Bizimkilerde direniş vardı ama kişiseldi bunlar organize bir hareket yoktu.

Bu arada gözlerimiz Sebahattin'i ve de organize ettiği gençleri arıyordu ama hiç biri yoktu ortada. Yanımdaki arkadaşımın: ''Nerdesin Sebahattin'' dediğimi duyduğuna eminim.

İngilizler meydanın ortasında birleşmişti. Bizimkiler ise kaçacak yer arıyordu. Direnenler çok azdı. Dediğim gibi kişisel direnişti ve bir işe yaramıyordu. Tam bu sırada meydana çıkan bir caddeden bir ses geldi! Sanki gök yarılıyordu :

"Ya Allah Bismillah Allah-u Ekber!"



Bir an binler yürüyor sanmıştık ve işte bizimkiler geliyordu..! En önde Sebahattin, arkasında inanmış yürekli 300-400 civarı bir grup. Meydanın başına gelince durdular. İngilizlerin dikkati oraya yönelmişti.

Sebahattin elini kaldırdı ve bir kez daha bağırdı:

''Ya Allah Bismillah Allah-u Ekber!''

Ve arkasındakilerle birlikte meydana giriş yaptı. İngilizlerin üstüne acımasız bir şekilde saldırıyordu. Az önce ortalığı yakıp yıkan İngilizler şimdi kaçıyordu! Yere düşenlere defalarca vuruluyordu. Sebahattin'in geldiğini gören kaçan Türkler geri dönüyordu. Onlar da kaptığı sandalye, fırça, kemer vs. İngilizler'e saldırmaya başlamışlardı. Elindeki büyük Türk bayrağını bırakmayan bir Türk'e saldırıyordu İngilizler diğer tarafta. Türkler oraya yöneldi, o aslan parçası genç de kurtarılmıştı.

Bu savaş artık kazanılmıştı! Meydanın ortasında toplanıldı, en önde Sebahattin ve Türk bayrağı. Herkes sustu...

Sebahattin ağzını bir kez daha açtı:

"Dağ başını duman almış!..."

Yorumsuz... (2)

5 Mart 2010 Cuma

Doğumgünün Kutlu Olsun Nonda!



Doğumgünün kutlu olsun eski dost..
Seni hiç bir zaman unutmayacağız..

Böyle Hakemler İstiyoruz!



01:05'den sonrasını dikkatli izleyin...

Futbol sahalarında böyle hakemler görmek istiyoruz!
Ey MHK duy bu sesi!
Maça gelen taraftarla bütünleşen hakemler istiyoruz!

4 Mart 2010 Perşembe

Behlül, Bihter'i Düdükledi..




Bihterspor 0 - 1 GALATASARAYIMIZ

77' Anıl Dilaver

Bokludere'de A2 maçını izlemeye gelen ezikler, görünümü ile Aşk-ı Memnu dizisindeki Behlül karakterine benzeyen Anıl’a sataşmışlar akılları sırasınca; “Artist misin, futbolcu musun?” diyerek.. Siz Bihter olduktan sonra, Anıl'ın Behlül olmasında bir sakınca yok bizim için...

Cim Bom Gol Gol Gol...



''Baros ve Jo birlikte oynayabilirler. İkisinin de futbol karakterine baktığımız zaman Jo daha fazla topu kontrol eden, saklayan ve arkadaşlarına pozisyon yaratan bir futbolcu. Baros devamlı defansın arkasına koşular yapan bir oyuncu. İkisinin beraber oynarsa mutlaka çok etkili olacaklardır. Mutlaka Jo ve Baros birlikte oynayabilirler. İyi iş çıkaracaklarını da düşünüyorum.''
Frank Rijkaard
03.03.2010 GS Tv Röportajı

3 Mart 2010 Çarşamba

1 Mart 2010 Pazartesi

Bir İhtimal Daha Var...





2009-2010 Sezonu Şampiyonu GALATASARAY!

Dikkat! Sabri Sarıoğlu...



Özlemiştik seni Sabri Sarıoğlu...

Dipnot: Giovani, Neill ve Jo üçlüsüne dikiz yapmak lazım videonun başında.. Sabri'yi nasıl da dikkatle izliyorlar.. Alışın Aslan parçaları alışın.. Mayıs ayında hepiniz geçeceksiniz o orta yuvarlağa ve 25 milyon Galatasaraylıya; şampiyonluk üçlüsü çektireceksiniz!

Azıcık İnsan Ol Be Keita!





Ulan Keita.. Bazen senin insan olmadığını düşünüyorum!
İnsan insana bunu yapar mı yahu!?
Ne koydun be arkadaş....
Stattaki ''goooooll'' sesindeki uğultu bile nasıl bir gol attığını anlatmaya yeter.
Bu sesi duymayalı uzun zaman olmuştu ve de çok özlemiştik.
Gol sevinci sırasında önce yanına Arda'yı çağırması, Arda yanına gelirken de eliyle -dur bekle- deyip taklalarını atması; taklacı güvercinlerin sahibine şov yapması gibi birşey oldu.
Senin Allah'ına kurban..

Dipnot: Golden sonra kaleci Murat Şahin'e dikkatli bakın. Bir tek elinde sigarası eksik. Orgazm sigarası!

Sen Oyna Rıdvan Sen Oyna...



Rıdvan kapakları toplamaya devam ediyor.
Sen oyna Rıdvan sen oynaaa...
Daha dur bu saatten sonra sen daha çooook kıvıracaksın.
Nesrin Topkapı misali...