7 Şubat 2010 Pazar

Düşman Kuvvetleri Taarruzda!



İnsanoğlu nankördür.
İnsanoğlu çiğ süt emmiştir.
İnsanoğlu her ne olursa olsun her daim muhalefet olmayı sever.

Yazmak istediğin herşeyi ekleyebilirsin ardın sıra. 3 gün önceki Antalya maçından sonra sahne alan felaket tellalları halâ sahnede. Onlar için herşey 3 puan üzerine kurulu olduğu için ortaya konulan futbol filan hiç önemli değil. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; ligi 2.bitirmenin dahi başarısız sayıldığı, 3 puan alamadığın zaman itin götüne sokulduğu, birilerine köpeklik yapmak için sözde gazeteci/yazar kimliklerini kullanıp kendi desteklediği takımdaki hatalardan bahsetmeyip rakibinin olmayan mevzularını dahi gerçekmiş gibi tv ekranlarında, gazete sayfalarında diline doladığı pislik bir ortamdayız.

Sezon başından beri yaşanılan sakatlıkların hepsi maçlar içerisinde yaşanılan darbeye bağlı olmasına rağmen, bunları görmezden gelenler; olası bir 3 puan kaybında ağızlarından pis salyalarını akıta akıta yönetime ve Rijkaard'a sallamaya başlıyorlar. Yalçın denilen futbolcu müsvettesi yıllardır içindeki nefreti akıtmaktan bıkmadı, futbolcularımıza sakatlayıcı darbeleri vurmaktan sıkılmadı, oyundaki diğer futbolcularımızı tehdit edecek kadar çirkefleşebildi. Gazete sütunlarına yansıyan olayı yalanlayıp, bugüne kadar kimseye kasti bir faul yapmadığını söyleyebilecek kadar karaktersizleşen Yalçın Ayhan'a sormak lazım; ligin ilk devresinde 3-2 kazandığımız maçta Harry Kewell'in baldırlarına peşpeşe 3-4 tekmeyi sen vurmadın mı?

Takım arkadaşının saha içerisinde sarfettiği sözleri yalanlamak pahasına Galatasaraylı futbolcularımıza ''adam olsunlar!'' lafını söyleyen Necati'ye ne demeli peki? Bu ülkede adamlıktan bahsedecek en son kişi bile olamayacakken bu lafın manâsı nedir? Top Uğur Uçar'ın ayağındayken topla hiç alakân olmadığı halde tabanını kaldırıp kayarak Uğur'a dalman mı adamlık? Faul düdüğü çalan hakeme ve sonrasında Uğur'a dayılan mı adamlık ey Necati? Tamam dilin kemiği yok ama Barbie operasyonlarında listebaşı olan birisinin, nasıl birisi olduğunu bildiğimiz Necati'nin ''adam olmak''tan bahsetmesi komik kaçıyor.

Saha içerisinde futbolcularımıza yapılan futbol dışı müdahalelerin hiçbirisi gündeme gelmiyor, futbolcularımız aylarca sahalardan uzak kalıyor; hiçbirisinden dem vurulmuyor. Transfer ettiğimiz futbolcular daha sahaya çıkmadan ağır bir biçimde eleştiriliyor, elalemin Gökhan Ünal transferi yere göğe sığdırılamıyor. 2 ay önce Trabzonspor forması giyerken yerin dibine soktukları Gökhan, kendi takımlarına transfer olunca birdenbire ''eski gol kralı'' diye anılmaya başlandı. Bu sözleri sarfeden futbol uleması amca bey o kadar futboldan anlıyor ki; ''Caner böyle oynamaya devam ederse; CSKA 10m euro bonservis bedeli ister, Galatasaray da alamaz'' diye fetva veriyor. Ah be amca be ah be.. Galatasaray'a sallayacağım diye bu kadar futbol cahili olduğunu belli etme be. Opsiyon denilen birşeyden dahi bihabersin, çıkmışsın tvlerde caka satıyorsun. Son bomban ise harika ötesi.. ''Galatasaray bu kadroyla 2. olamaz'' Evet biz de biliyoruz 2. olmayacağımızı. Mayıs ayında şampiyonluk kutlamalarımız sırasında yine çık o tv programına, o bembeyaz kireç gibi suratınla.

Başkanımız Adnan Polat yaşanılan sakatlıklardan haklı olarak şikayetçi olduğunu belirtiyor GS TV'de.. Bu açıklamaya karşılık Kayseri yönetimi yazılı metinle cevap veriyor; ''Adnan Polat'ın haddine değil'' Yav arkadaş senin ne haddine Galatasaray'a ve Galatasaray'ın başkanına bu şekilde tepki vermek? Diğer kulüpler herhangi bir tepki vermezken, sen niye bu açıklamayı yapma gereği duydun? Size giren çıkan ne? He Ali Turan'ı bedavaya alıyoruz diyeyse bu kuyruk acınız; içinizde patlasın. Aldık mı Ali Turan'ı? Aldık. Mide yanığınıza soda tavsiye ederim.

Daldan dala atladık. Son olarak dün oynanan Kayseri maçından sonra; ''Galatasaray zaten kazanamazdı, Kayseri gol atamadı ve kazanamadı'' demek abesle iştigalin dik alâsıdır. O çok övdüğünüz Kayseri'nin 1 tane bile %100'lük gol pozisyonu yokken, -forvetsiz- Galatasaray 4 tane net pozisyonu harcamasa ne diyecektiniz? Neill, Arda, Emre Çolak veya Keita'nın kaçırdığı pozisyonlarından bir tanesi gol olsa ne zırvalayacaktınız? ''Galatasaray şansıyla kazandı'' derdiniz eminim.

Bir hikayeyle konuyu bağlayıp sonlandıralım yazıyı;

Bir adam, oğlu ile beraber yola çıkmış. Oğlunu eşeğe bindirmiş yolda ilerliyorlar... Yoldan geçen insanlar; ''ulan çocuğa bak kendi oturmuş, babasını yürütüyor, ayıp yahu'' demiş.

Bunu duyan adam rahatsız olmuş, hem de yorulmuş o yüzden kendi binmiş oğlunu yürütmeye başlamış... Yoldan geçenler; ''ulan adama bak ayıp be, kendi binmiş eşeğe, küçücük çocuğu yürütüyor'' demişler.


Adam sinir olmuş. Bu sefer oğlu ile beraber binmiş eşeğe... Yoldan geçenler; ''ulan eşeğe yazık değil mi insafsızlar'' demiş.


Adam iyice delirmeye başlamış. ''Oğlum yürüyelim, bunların çenesini mi çekeceğiz, evimize mi gideceğiz'' diyerek tekrar yola koyulmuşlar...

Yoldan geçenler bu sefer de; ''Salaklara bak, kendileri yürüyor, eşek boşta duruyor'' demiş.

Adam en sonunda oğluna dönmüş demiş ki;

''Ağzı olan konuşuyor. Siktir et bunları! Biz evimize gidelim, yolumuzda yürüyelim.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder