2 Şubat 2010 Salı

Ara Transfer Dönemi/Genç Oyuncularımız



2009-2010 sezonunun devre arası oldukça hareketli günlere sahne oldu bizler için. Takıma yapılacak takviyeler için yöneticilerimiz gecelerini gündüzlerine katarak uğraşlar verirken, bir yandan da kadroda oluşacak şişkinliği minimum seviyeye indirme çalışmaları gündemimizi hep meşgul etti.

Önceliğimizi yabancı transfere vermiştik. Baros'un sakatlığı, Linderoth'un bitmek tükenmek bilmeyen sakatlığı ve sahalara dönüşü, Nonda'nın formsuzluğu derken buna bir de Kewell'in sakatlığı eklenmişti. Leo Franco'yu hiç hesaba katmıyorum, çünkü Allah O'nu bildiği gibi yapsın. Sırasıyla Neill, Jo, Giovani sözleşmeleri imzalayıp, Florya'da işbaşı yaparken; olabilitesi mümkün gözüken 1 yabancı transferi için daha uğraş verildi son ana kadar ancak olmadı.

Yurtdışından gelecek güzel haberleri beklerken, yurtiçinde de bazı futbolcu ve kulüpleriyle görüşmeler yapılıyordu. Bunlardan en bilineni; Ali Turan'dı. Ali Turan'ın sözleşmesi sezon sonu sona ereceğinden, yöneticilerimiz kendisiyle görüşmeleri yapıp, ön protokolü imzalamışlardı Ali Turan'la, tıpkı Mustafa Sarp transferinde olduğu gibi. Ancak karşımızda hurmacıgillerden süleyman olunca görüşmeler her seferinde bir noktada tıkandı. Ali Turan'ı tebrik etmek gerek bu noktada. Kayseri yönetiminin tüm baskılarına rağmen yeni sözleşmeyi imzalamayıp, ''G.Saray'la anlaştım, bu saatten sonra sözümden dönmem'' diyerek; kulüpler anlaşırsa hemen, anlaşamazlarsa sezon sonunda G.Saray formasını giyeceğini açıklamıştı. Kayseri yönetiminin sezon sonunda sözleşmesi bitecek bir futbolcu için astronomik rakamlar istemesi traji komik bir durum. Kaldı ki; Ali Turan son sözünü söylemesine rağmen.. Gerçi böylesi daha iyi oldu. 5-6 ay sonra bedelsiz alabileceğimiz birisi için özellikle de hurmacıların süleymana para kaptırmak pek akıl kârı olmayacaktı.

Bursa'dan Sercan, Gençlerbirliği'nden Mustafa Pektemek isimleri de ön plana çıkan isimlerdi. Hatta yine Gençlerbirliği'nden sağ bek Orhan Şam ve sol bek Aykut Demir'in isimleri de dolaşmıyor değildi. Bursa yönetiminin her fırsatta basına ''Sercan'ı satmıyoruz'' diye açıklamalarından hemen sonra G.Saray'la pazarlık masalarına oturmaları sanırım sadece Bursa'ya mahsus birşeydir. Sercan için istenilen rakam öyle az buz bir rakam değildi. Yönetimimizin yaptığı para+futbolcu(lar) teklifleri baştan cazip gibi gözükse de; sonradan caymalar söz konusu olunca transfer gerçekleşmedi. İşin daha garip yanı; Sercan için istedikleri bonservis bedeline, sezon sonunda Jo ve Giovani'nin bonservislerini alabiliyoruz. Tabii opsiyonu kullanmak istersek. Mustafa Pektemek olayında ise Cavcav'ın 3m euro istediği belirtiliyor. Mustafa'nın stilini, oyun tarzını beğensem de 3m euro edecek birisi değil. Kimse kimseyi kandırmasın. 1-2 seneye kadar sahne almasını beklediğim Cem Sultan fırsatları iyi kullandığı taktirde her iki futbolcudan da kat be kat iyi olacaktır. Hiç değilse kendi öz evladımız.

Devre arasında Florya'dan ilk ayrılan isim Alpaslan Erdem oldu ve Gençlerbirliği ile anlaştı. Açıkcası çok ümitliydim kendisinden. Nedendir bilinmez, bir türlü şans verilmedi kendisine. Şans verildiğinde de Superman'lik yapmasını bekledik. Bunlar genç oyuncular ve biz Türk'lerde duygusallık maalesef ön planda. Olmadı, dikiş tutmadı. Alpaslan'dan sonra Serkan Çalık da takımdan ayrılarak Gençlerbirliği'nin yolunu tuttu. Uzun bir sakatlık döneminden sonra bir türlü kadroda yer bulamamıştı. Ve açıkcası oynadığı mevki açısından kadroda yer alan isimlere göre oynama şansı da hiç yoktu. Hatta bu 2 oyuncumuzun Gençlerbirliği'ne gidişi sırasında gösterdiğimiz kolaylıklardan ötürü, Mustafa Pektemek transferinin kolayca sonuçlanacağını düşünüyorduk ama karşında Cavcav var yahu. Alışmış İstanbul takımlarını kazıklamaya, öyle ucuz et satar mı hiç? Satmadı, satmadığı gibi de fahiş fiyat uygulamasına gitti.. Hayırlı işler Cavcav amca.

Transfer şekline, gittiği takıma en çok şaşırdığım isim; Serdar Eylik oldu. Resmi sitemizin belirttiğine göre; sezon sonuna kadar, Ordu yönetiminin açıklamasına göre; 1,5 yıllığına, Orduspor'a kiraladık Serdar'ı... Niye? Niye kiraladık? Niye Orduspor? Madem kiralayacaktık başka takım mı yoktu? Sırf Orduspor'un başında Ahmet Akcan var diye, Ahmet Akcan istedi diye Serdar gibi bir gencimizi göndermemeliydik takımdan. Florya'da kalsa, maçlara çıkmasa bile sadece A takımla antremanlara çıksa bile çok şey öğrenirdi abilerinden eminim. Florya'da kalmıyorsa bile Super Lig takımlarından birisine kiralasaydık keşke. Umarım yanılırım ama geçmişteki tecrübelerimiz maalesef Serdar Eylik'i harcadığımızı gösteriyor. Bu saatten sonra yapabileceğimiz tek şey; Serdar'ın beni ve benim gibi düşünen insanları şaşırtıp, zımba gibi geri dönmesini beklemek olacaktır.

Gelelim Semih Kaya'ya... 3-4 gün önce açıklandı; satınalma opsiyonlu olmak üzere sezon sonuna kadar Gaziantep'e kiralandı Semih.. Yazık günah vallahi yazık günah.. 2-3 sene evvel Avrupa'dan özellikle İtalya'dan çok ciddi talipleri vardı Semih'in ve hem yönetimimizin, hem de Semih'in kendi çabalarıyla takımda kalması sağlanmıştı. Geçen sene o kadar stoper sıkıntısı çektiğimiz dönemlerde dahi forma vermediler Semih'e... Madem şans verilmeyecekti niye Avrupa'ya gitmesine mani olduk? Çocuğun önünü tıkadık, sonra da Gaziantep'e verdik. Hatta bu kadarı yetmez dedik, üstüne bir de satınalma opsiyonunu da verdik. Şayet Gaziantep kulübü sezon sonunda Semih'i almak isterse 1.1m euro bedelini ödeyip şartsız, şurtsuz alacak. Oh ne güzel memleket. Yapılan yabancı transferleriyle yüzümüzü güldüren yönetim, umarım hata yapmıyordur; gençlerimizi bu şekilde harcarken.. Umarım yanılan bizler oluyoruzdur..

Son olarakta Aydın Yılmaz.. Meşhuuurr Konya maçının kahramanı.. Şampiyonluğu getiren gollerden en önemlisiydi belki de attığı o gol.. Ama ya sonrası? Ne oldum delisi olmayacaksın bu hayatta. Allah her zaman yüzüne gülmez. Geçmişle yaşamayacaksın. Peki ya Aydın ne yaptı? 5 sene evvel ki Konya maçıyla yaşıyor hala. Futbol kabiliyetinin olduğunu hepimiz biliyoruz ama resmen bildiklerini unuttu, futbola ihanet etti. Aslında hepimize ihanet etti. Ha bugün, ha yarın derken zaman su gibi akıp gitti, giderken de Aydın'dan çok şey götürdü. Eskişehirspor'a kiralandı aynı Semih gibi; satınalma opsiyonu Eskişehir'de bu saatten sonra. Hemen hemen Semih ile aynı bedelde, 1-1.1m euro gibi bir satınalma opsiyonu var Eskişehir'in.. Paf takımda Arda Turan, Aydın Yılmaz'ın yedeğiydi. Boşuna dememişler; ''ne oldum değil, ne olacağım diyeceksin'' diye.. Arda nerdeee, Aydın nerdeeee.. Ne diyelim hayırlısı olsun Aydın için..

Bu arada son gün sürprizini yaptı yönetimimiz.. Altay'dan 1992 doğumlu, orta saha oyuncusu Musa Çağıran transfer edildi. Altay kulübüyle yapılan protokol çerçevesinde; Musa sezon sonuna kadar Altay için mücadeleye devam edecek, sezon sonunda da Florya'ya işbaşı yapacak. Maliyetinin 1milyon TL civarında olduğu, yarısının şimdi, geri kalanının da sezon sonunda ödeneceği konusunda mutabakata varılmış.

Geleniyle, gideniyle herşeyin hayırlısı olsun Galatasarayımız için..
Transfer dönemi sona erdiğine göre, maçlar da başladığına göre;

Bekler bizi kupalar
Nice şampiyonluklar
Haydi bastır
Şanlı Galatasaray!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder